top of page

O artık aileden biri...

Evet başlıkta da belirttiğim gibi o artık aileden biri... İnşallah da uzuuun bir süre bizimle birlikte olur. Bu gecenin sabahına yakın saatlerinde, yeni evine ulaşmanın verdiği heyecan ve geride bırakmış olduğu uzun bir yolun yorgunu...

 

Hiç isim düşünmedim, hala da düşünemiyorum çünkü cinsiyeti hakkında hiç bir bilgim yok. Belki erkek olabilir demişti Muhammet bey ama o da emin değil. Fıstık dedim ben ona. Güzelim fıstık yeşili rengi için... İsim aklıma gelmezse böyle anmaya devam ederim belki :) kimbilir...


Yeni evine geldiği andan itibaren ilk görüntüleri... (Tarih 30.08.2013)

 

 

Dün gece ilk defa yumurta maması yapıp verdim. Tereddütlerim vardı ama maşallah gayet güzel yedi. Hatta mamaya direk saldırdı diyebilirim. Maşallah o yem kabındaki mama neredeyse bitecekti. Ne kadar çok yedi... Geç saat olduğu için kabı kafeste bırakmadım sabaha kadar bozulur bu sıcakta diye kalan mamayı attım. 

Görüntü kalitesi pek net olmadı ışık yeterli gelmediği için ama idare edin (Tarih 03.09.2013)

 

Dün akşam yine yumurta maması yaptım fıstığa. Bu sefer beğenmedi çok severek yemedi... Sonra anladım eksik malzeme varmış içinde. Cezbetmedi bu seferki mama onu  

Saat epey ilerlemişti. Artık mama kabını önünden alayım derkeeeen pırrrr... Bulduğu fırsatı değerlendirerek açık olan kafesin kapısından resmen hapisten kaçar gibi kaçtı :)

Yeni evindeki ilk kanat çırpışıydı... Belki eski evinde bile bu kadar uzun süre kafesin dışında kalmamıştır, uçmamıştır bilmiyorum. Çok fazla uçamıyor, uçmayı yeni öğreniyor gibi. Oradan oraya, oradan oraya kanat çırparken üçe bölünen bir biblodan sonra :) baktık olacak gibi değil, kırılacak eşyaları toplamaya başladık. Nihayetinde taşıma kafesiyle yakaladım fıstığı. Yakalamışken sevmeden bırakırmıyım  biraz erken oldu ama dayanamadım elime aldım. Bu umarım ters bir etki yaratmaz... Benim de ilk dokunuşum oldu tabi bu. İlk geldiğinde bile hiç el sürmemiştim ürker diye. Ama maşallah sevdiriyor kendini kerata. İşte sonrasında yaşananlar... (Tarih 07.09.2013)

Eşim ve çocuklarım anneannesine tatile gittikleri için yaklaşık 1 ay fıstıkla baş başa kalıcaz :) bu onunla daha fazla ilgilenmem için güzel bir fırsat olacak aslında... Bir iki gündür mutlu mesut geçiniyoruz. Dün gece nihayet elimden yem yedirebildim fıstığa. Biraz uğraştırdı hatta kanattı parmağımı ısıra ısıra ama canı sağolsun alışsın bana da... Sonrasında parmağımı uzattım tünek gibi üzerine çıksın diye yine ısıra ısıra kopardı parmağımı ama çıktı nihayetinde üstüne. Parmağımdayken omuzuma koydum 5-10 dakika kadar da omuzumda durdu ve sonra uçtu... Herşey çok mu hızlı gelişiyor nedir :) Doğrumudur yaptıklarım yanlışmı bilmiyorum ama, olmasını istediklerim biran önce olunca mutlu oluyorum :)

 

(13.09.2013)

Papağanların beslenmesi konusunda yaptığım araştırma doğrultusunda internetten okuduklarımı uygulamaya çalışıyorum. Hafta sonu bir aktara giderek tüm aradıklarımı buldum ve bulmuşken hepsinden aldım. Oradan da ahşap tünek ve diğer malzemeler için pet shopa uğrayıp eksiklerimizi tamamlamış olduk. 

Aldıklarımın listesi şöyle; 

- Aspur
- Akdarı
- Kenevir Tohumu
- Çimlendirmek için buğday
- Çimlendirmek için Maş fasulyesi

- Eksik ahşap tüneğimiz ve üzerine takılan tırnak törpüsü
- Yeni tohumlar için yem kapları
- Mürekkep balığı kemiği 
- Yeni salıncağımız ve çanları  (salıncağı çok seviyor fakat sürekli düşürüyordu bunu artık düşüremez)
- ve son olarak hediye edilen 1 adet top ve ballı yemimiz.

Konuda anlatıldığı gibi aspur ve akdarıyı karıştırıp bir kaba koydum. Keneviri ayrı bir kaba koydum. Zaten kuş yemi kabı ve çekirdek ağırlıklı, papağan yemi kabı da kafeste mevcut oldu 4 farklı yem kabı ve farklı farklı yemler... Haftada 2-3 kere de yumarta maması yapıp ayrı bir kapta sunuyorum. Onunla birlikte 5 ayrı kap oluyor. Şimdilik ballı yemin de asılı olduğunu sayarsak bu kadar bolluk bende bile yok :) Dilediğinden dilediği kadar yesin artık... Ama farkettimde en çok kenevir tohumlarını yiyor şu iki gündür. 

Buğdayı çimlendirmeye çalıştım fakat başaramadım sanırım. Ya da buğdayda bir problem var bilmiyorum. Aktarda sordum çimlenir demişlerdi... Bugün tekrar deniyorum akşam sonucu göreceğim. Kısmetse hafta sonuna da maş fasulyesi çimlendirmeyi planlıyorum. (18.09.2013)

Elden yem yeme çalışmalarımızı da paylaşmak istedim. Fakat kafes dışına saldığım zaman yakalamakta çok güçlük çekiyorum. Tekrar kafese girmek istemiyor. Hatta kafese yakın bile uçmuyor sürekli tepelerde avizelerde :) Bir gece denedim acaba acıkır ya da susar da kendi gelir mi diye ama yok. 5 saat boyunca gelmedi sonunda yine kendim yakalayıp zorla kafese koymak zorunda kadım  Bu konuda ne yapılır bilmiyorum. Son günlerde de duvarda yapışık dekor aynalarına kafayı taktı :) sanırım kendini görüyor aynalarda ve ilgisini çekti... Dışarı saldığım gibi gidip aynalara yapışıyor nasıl tutunuyorsa oraya hayret Muhabbet kuşlarına koyardık hani şu aynalı salıncaklardan mı alsaydım acaba kafesine bilemedim? Gerçi ayna gördüğünde konuşmaz denirdi muhabbet kuşları için ama bizde de aynı sorun yaşanır mı bilmiyorum. 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba arkadaşlar.

Muhammet bey'den yaklaşık 1 sene önce sahiplendiğimiz fıstığımıza artık eş arama zamanı geldi diye düşünüyorum. Belki de çok geç kaldım...

Yaklaşık 1,5 yaşında olan fisher cennet papağanımızın cinsiyetinden hala emin değilim. Erkek olduğunu düşünüyordum fakat herhangi bir kur hareketi de tespit edemedim. Kuyruğu sivri görünüyor. Tünekte ayakları da dar duruyor diye düşünüyorum ama kafa sallama yem kusma kerkinme vs. gibi hiç bir belirti görmedim :) ya ben iyi gözlemleyemiyorum yada kaçırdığım birşeyler var.

Yem kırmaya başladığından beri bizde olan ve şu tarihlerde henüz 1 yaşını doldurmuş olan cennet papağanımızın dili çözülmeye başladı. Genelde cennet papağanları konuşmaz diyorlar ama maşallah bizimki konuşmaya başladı. Cici kuş diye konuşturmuştuk sonunda :) şimdilerde fıstık ve babacık da diyor. 

 

Kısmet belki bir sonraki paylaşımımda kuşlar iki olur :) fıstığın yanına bir de eş gelirse ikisini birlikte paylaşırım :)

 

(24.06.2014)

Dandini dandini dastanaaa... Şşş uyudu bile :)

 

(30.06.2014)

Aylar sonra uzun bir arayışın ardından gelinimize kavuşmuş bulunuyoruz :) hemde süslü püslü bilezikli masmavi maşallah... 

 

Erkan Medeni abimiz ve Bilgehan kardeşim sayesinde bu güzelliğe yaklaşık 45 gün önce, bir pazar sabahının erken saatlerinde kavuştuk. Yardımları için ikisine de tekrar tek tek teşekkür ederim... O kadar sağı solu aradım nasip olmadı hiç beklemediğim bir anda bu mavi maskeli kendi geldi bana resmen :) herşeyde bir hayır vardır dedikleri bu olsa gerek... Bilgehanla konuşup tanıştığımızın akşamına kuşu yola çıkarmıştı. İlerleyen saatlerde arayıp, abi senin kuş yolda, geliyor deyince heyecanlandım açıkçası :) Sabah otogara gittiğimde araç, gelmesi gereken saatten biraz erken gelmiş ve kutuyu yazıhaneye bırakıp gitmiş. Kutunun deliklerinden içeri baktığımda ne göreyim  şirin maviş maviş bakan ürkek bir kuş... Sıkıntısız bir şekilde gelmişti 12 saatlik yoldan.

 

(Saat 06:45)

 

 

 

 

Kutuyu alıp doğru eve gittim tabi. Evde şuana kadar sadece fıstık olduğu için onun kendi kafesi var, ikinci bir kafes yoktu. Fakat kuşları hemen bir araya koymamam da söylenmişti. Ne yapmalıydım bilemedim. 12 saatlik yoldan taşıma kafesiyle gelen hanım kızımızı sürekli taşıma kafesinde tutacak değildim. Ama ikinci bir kafes olmadığı için de ne yapacağımı bilemedim... Neyse bir kaç saat taşıma kafesinde tuttum mecburen mavişi, yemini suyunu tazeledim ama o sürekli çıkmak istiyordu, kafesin tellerinden yere inmiyordu, sıkılmıştı...

 

Fıstığın yanına koysam ters tepki yapar diye de korkuyordum açıkçası. Acil bir kafes edinmemiz gerekiyordu ama malum pazar günü olduğu içinde pet shoplar kapalıydı. Gelinimizin bize gelişi aniden olduğu için hazırlıksızdık açıkçası... 

Pazar gününü bir şekilde geçirdik ama stresliydi çünkü küçük taşıma kafesindeydi maviş. Ertesi gün malum iş güç derken mesai bitimi uğradığım pet shopların hiç birinde beğendiğim kafesi bulamadım. Ya çok küçüklerdi ya da basit... Sadece biri hoşuma gitmişti o da biraz pahalıydı. Sarı pirinçten ibi boy bir salma kafesti... Daha sonra burada muhabbet kuşlarıyla ilgilenen bir abimiz var o aklıma geldi onu aradım elinde belki güzel bir kafes vardır dedim. Aradım telefonda anlattım durumu akşama gel beğenirsen al dedi o da. 

Bu arada mavişin taşıma kafesinde geçirdiği 2. günün akşamıydı artık dayanamadım çıkardım kuşu kafesten...

 

Kuşların biri odada diğeri salondaydı iki gündür birbirlerine bağırıp duruyorlardı :) Hem kanatlarını açsın hem de fıstığı görsün diye saldım onu fıstığın bulunduğu odaya. Ardından da fıstığı saldım.

 

Bir süre gözlemleyince farkettimki maviş fıstığa sürekli yaklaşmaya çalışıyor, sürekli onun yanında durmaya uğraşıyor ama fıstık sürekli saldırma yada kendini koruma iç güdüsüyle karşılık veriyor. Uzun süredir bizlerin arasında yaşadığı için insanlara alışıp kuşları unuttuğunu düşünmeye başladım artık :)

 

Aynı kafeste durmak şöyle dursun dışarıda açık alanda bile yan yana gelemiyorlar fıstık hemen gagayı geçiriyordu mavişe. Bu durum için çok üzüldüm açıkçası. Kendi kendime dedim ben bu kuşa eş arıyordum iyilik yapayım derken kötülülükmü yaptım, hata mı yaptım acaba... 

Ceza olarak taşıma kafesinde fıstık kaldı o gece :) mavişte rahat rahat fıstığın kafesinde...
 

Hakan abimin muhabbet kuşları için aldığı kafesi beğenmeyince pahalıda olsa ertesi gün, pirinç salmayı ve beraberinde ahşap tünekleri, sulukları, yemlikleri, oyuncakları, yuvalığı... gidip aldım. Alırken farkettim ki salmanın arasında söküp takılabilen bir kısım var. Aradaki bu telden paravan onları bir süre aynı kafesin içinde ayrı tutmaya yarayacaktı... Böylelikle fıstık mavişe saldıramayacaktı bu süper oldu :) O yüzden bu kafes benim için biçilmiş bir kaftan oldu açıkçası. 

Arada paravan olmak koşulu ile bir kaç gün aynı kafeste bıraktım onları birbirlerini görsünler tanısınlar diye. Ardından fıstığı yine diğer odadaki kendi kafesine koydum... Bir kaç günde bu şekilde durdular uzaktan uzağa birbirlerine laf atıp durdular :) sonraları onları yine fıstığın bulunduğu odada akşamları bir araya saldım birlikte uçsunlar kanatları açılsın diye. Gözlemledim maviş yine fıstığa yaklaşmaya çalışıyor fıstık ya tepkisiz kalıyor yada ondan kaçıyordu :) Bu durum kavga yapmalarından iyi en azından 

Havalar malum çok sıcak gidiyor. Yine bir pazar günüydü kafeslerin temizliği, suların, yemlerin tazelenmesi derken kuşları serinleteyim istedim. Herkesin kuşu kapta kendi yıkanıyor bizimki kaptaki suyu içiyor :) kendi kendine yıkandığını hiç görmedim sudan korkuyor herhalde... Bende fıstığı mecburen kendim yıkıyorum. Önce fıstığı sonrada mavişi yıkadım o gün :) mis gibi oldular. Şuan kafeslerinde banyoluk asılı ama ikisi de hiç girmiyor arada bir içine kafayı uzatıp suyundan içiyorlar :)

Gündüzleri ayrı odalarda ayrı kafeslerde birbirlerine bağır çağır geçiyordu :) akşamları onları aynı odada bir araya salıyordum... Yine böyle bir akşam onları bir araya saldım çocuklarla biz televizyona dalmışız. Herkes kendi halinde televizyon izliyorken kuşlara bir baktım :) kafesin üzerine taktığım mandalın üzerine tünemişler birbirlerini kaşıyorlar, öpüyorlar :D anladım ki artık bunlar birbirlerine alıştı... Sonraki günlerde durum aynı oldu gündüzleri ayrıydılar akşamları dışarıda birbirlerine kur yapıyorlardı. İşte o anlardan biri

 

(Diyeceksiniz ki mandalın orada ne işi var :) haylaz kafesten firar etmek için herşeyi yaptığından kafesin kapısını mandallar ile güçlendiriyorduk ki çıkıp kaçamasın)

Şuanda kafeslerindeki arada duran paravan kalkmış durumda ve ikisi de aynı salmada yaşıyorlar. Fakat farkettim fıstık oyuncaklarını mavişten kıskanıyor ve yine kavga çıkıyor, ısırıyor mavişi ve yaklaştırmıyor ne kendine ne oyuncaklarına :) hemen söktüm oyuncakları tabi. İyi mi yaptım kötü mü bilmiyorum. Oyuncaklar yokken kavgada pek yok. Ya yan yanalar yada ayrı tüneklerde kendi hallerinde... Artık birbirlerine alışmış durumdalar diyebilirim sanırım. 

Yuvalık ilk günden beri kafese ters takılmış durumda. Yani içine giremiyorlar. Malum sıcaklar nediyle içine girmesinler zaten diye de önünü çevirmedim yuvalığın. Sonra onu çıkardım banyoluğu taktım belki içine girerler serinlerler ümidiyle ama nafile :) susayınca buraya yanaşıp su içiyorlar :D

Bir kaç gün yuvalığı taksam ne yaparlar acaba diye düşündüm ve denemek istedim. Bizim fıstık çok meraklı :) girdi yuvalığın içine oturdu... Mavişin girip oturması gerekmezmiydi? Dişi olan kuş girip oturmazmı yuvalığa? ben mi yanlış biliyorum  yoksa fıstıkta mı dişi :D bir kaç gün denemeye devam ettim baktım bir süre biri giriyor yuvalıkta oturuyor sonra diğeri girip oturuyor... Ama genelde fıstık oturuyor yuvalıkta. Sonra havaların sıcak olmasından dolayı yine söktüm yuvalığı ve banyoluğu taktım. Son durum şuan için yeni kafeslerinde kavgasız güzel güzel geçiniyorlar ama yuvalık olayı kafamı çok kurcaladı... Gelişmeleri yaşadıkça göreceğim. Sizlere de buradan aktarmaya devam ederim. 

 

Görüşmek üzere selamlar. 

 

(17.08.2015)

 

Nazar değirdik galiba... 

Malum havalar çok sıcak. Cam kapı açmadan duramıyoruz evin içinde sıcaktan... Mavişimiz, açık olan balkon camından dün özgürlüğe kanatlarını açıp uçtu gitti. 

Çok koştum peşinden mahallede dolandı durdu. O camdan o cama, o ağaçtan o ağaca atladı. Taşıma kafesine fıstığıda aldım düştüm peşine mavişin. Birbirlerine ötüyorlar, çok uzaklaşmadan öyle duruyor ama nafile gelmiyor... En son sokağın karşısına geçti uzuunca bir süzüldü ve uçtu gitti bir dahada mahalleye dönmedi. Yaklaşık 2.5 saat dışarıda peşinde koştum ama geri getiremedim. Sinirlerim bozuldu çok kötü oldum dün... 

Kaldık yine bir başımıza... 

Yazık oldu fıstığa garibim yuvasını kuruyordu günlerdir. Yumurtaya yatacaklardı artık. Giden dişi kuşumuza mı yanayım, aldığım yeni kafese mi yanayım internetten aldığım çeşitli yemlere, tohumlara, mamalara vs. mi yanayım. Ne yapacağız şimdi tekrar dişi mi arayacağız 

Birşeyler iyi olsun diye uğraşıyorsun fakat işler kötüye gidince üzülüyor insan. Yazık hayvancağıza geceler artık ayaz oluyor sabahı çıkardı mı bilmiyorum. Muhtemelen ölüp kalmıştır bir yerlerde aç susuz ne yapar şimdi. Benim yüzümden fırsatını bulup kaçtı işte. Kaçış onun için kurtuluş olsa keşke... Ama yaşayamaz dışarıda farkındayım ölür gider yazık ona üzülüyorum. 

 

(07.09.2015)

 

 

Bir ayı geçti mavişimiz gideli... Yalnız kalınca daha bir duruldu fıstık. Sus pus tünekte öyle duruyor, doğru dürüst ötmüyordu bile. Ya bir eş bulmam gerekiyordu ona ya da eş arayan birine onu vermek kaldı son çare... 

Sağolsun Erkan Medeni abim kahrımı çok çekti :) bize güzel bir gelin yine kendisi buldu göndertti. Dün gece 22:30 itibariyle yeni mavişimizle buluştuk. Kutusundan çıkartıp ayrı kafese aldım onu. Fıstıkla bir birlerine ötüşmeye başladılar. Acaba aynı kafese koysam ne olur diye düşündüm ve 5 dakika sonra onları aynı kafese koydum  

Birbirlerinden çekinirler uzak dururlar diye düşünüyordum ama tam tersi oldu. Sanki her iki kuşta bir arkadaşa hasretmiş gibi birbirlerine oldukça sıcak davarandı :) bende ayırmadım aynı kafeste duruyorlar... Sonuç olarak giden mavişimiz kadar mavi olmasada yeni mavişimiz hayırlı olsun :) İlgisinden dolayı Erkan abiye tekrar çok teşekkür ederim. 
 

14.10.2015

 

bottom of page